League of Legends’a Yeni Şampiyon “Taliyah” Geliyor!

0
157 views

5. Bölüm

5

Taliyah alt dudağını ısırdı. Sandalyesinde heyecanla etrafına bakıyor, yerinde duramıyordu. Bir handa oturuyorlardı, gecenin geç bir saatiydi ve masaların çoğu boştu. İnsanların arasında bulunmayalı çok uzun zaman olmuştu. Asık suratlı yoldaşına baktı. Artık öğretmeni olan adam özellikle karanlık bir köşeye oturmak istemişti. Bu ücra handa yemek yemeyi kabul ettiğinden beri suratı beş karıştı.

Etrafı süzüp buradaki herhangi bir yabancıdan farkı olmadığını anlayınca, biraz daha rahatlayıp gölgelerin içinde ortama alışmıştı. Sırtını duvara vermişti ve elinde içeceği vardı. Dikkatini dağıtacak bir şey kalmadığı için uyanık gözleri Taliyah’ya döndü.

”Odaklanmalısın,” dedi. ”Tereddüte yer yok.”

Taliyah, fincanın dibinde dönüp dolaşan yaprakları inceledi. Bugünün dersi oldukça zordu. Çok iyi gitmemişti. Dersin sonunda ikisinin de kıyafetleri toz toprak içinde kalmıştı.

”Dikkatini dağıttığın an her şeyi tehlikeye atarsın,” dedi.

”Birine zarar verebilirim,” derken Taliyah karşısındaki adamın boynuna sarılı pelerindeki yırtığa baktı. Kendi kıyafetleri de çok iyi durumda değildi. Yeni ceketini ve eteğini inceledi. Hancının eşi ona acımış ve önceden orada kalmış bir misafirin geride bıraktığı kıyafetleri hediye etmişti. Ionia tasarımı giysilerin uzun kollarına alışmak zaman alacaktı. Ancak kumaşı sağlam ve iyi dokunmuştu. Onca yolculuk yüzünden solmuş olan gömleğini atmamıştı. Yuvasından kalan son hatıradan vazgeçmeye niyeti yoktu.

”Tamiri mümkün olmayan bir şey olmadı. Ustalık alıştırma yaptıkça gelir. Çok daha iyisini yapabilirsin. Ne kadar ilerleme kaydettiğini unutma.”

”Ama… ya başaramazsam?” diye sordu.

Hanın uzak köşesindeki kapının açılma sesi gelince adamın gözleri o yöne kaydı. İki tüccar dışarının tozlarını silkeleyerek içeri girdi. Hancı, yeni misafirleri Taliyah ve adama yakın olan boş masalara buyur etti. Tüccarlardan biri onlara doğru yürürken diğeri içeceğini almak için bekliyordu.

”Herkes başarısız olur,” dedi Taliyah’nın yoldaşı. Yüzünde genel sakin hâline uymayan gergin bir ifade göründü. ”Başarısızlık, akan zaman içinde sadece bir andır. Durmamalısın. Bu da geçer.”

Tüccarlardan biri Taliyah’nın yakınındaki bir masaya oturup kızı süzmeye başladı. Gözleri önce gömleğine sonra üzerindeki altının parıltısına ve sonunda saçındaki taşa takıldı.

”O Shurima işi mi?”

Taliyah elinden geldiğince tüccarı görmezden gelir gibi yaptı. Kızın yoldaşının keskin ve sakıngan bakışlarını görüp durumu bir kahkahayla geçiştirdi.

”Zamanında çok nadirdi onlar,” dedi tüccar.

Kız ellerine boş boş bakıyordu.

”E tabi sizin kayıp şehriniz tekrar yükseldiğinden beri alelâde bir parça oldu.”

Taliyah kafasını kaldırdı. ”Ne?”

”Duyduğuma göre nehirler de ters akıyormuş.” derken ellerini dalga geçercesine salladı. Kendisinden uzakta yaşayan bu halkı hakir gördüğü belliydi. ”Sizin kuşbaşı tanrınız mezardan döndüğü için oluyormuş bunlar hep.”

”Kim olduğu beni ilgilendirilmez. Ticaretimize engel oluyor.” İkinci tüccar da sohbete katılmıştı. ”Söylenene göre halkını toplayacakmış, kölelerini filan bir araya getiriyormuş.”

”Orada olmadığın iyi olmuş genç kız,” diye ekledi birinci tüccar.

İkinci tüccar bardağından kafasını kaldırıp birden Taliyah’nın yoldaşını fark etti. ”Seni gözüm bir yerden ısırıyor,” dedi. ”Senin yüzünü önceden görmüştüm.”

Ardından hanın kapısı tekrar açıldı. Bir grup muhafız içeri girip etrafı süzdü. Komutanları olduğu belli olan ortadaki muhafız köşede oturan kızı ve yoldaşını gördü. Birkaç misafirin masalarından kalkıp çıkışlara doğru yöneldiğini gören Taliyah’nın içinde sessiz bir panik yükseliyordu. Tüccarlar bile kalkıp gitmişti.

Komutan boş taburelerin arasından geçerek onlardan bir kılıç boyu uzakta durdu.

”Katil,” dedi.