Baş Döndüren Paris
Oyunun gayet umutlandırıcı bir girişle başlangıç yapıyor. Tutorial bölümüyle başlangıç yapıyoruz ancak bu sıradan bir eğitim bölümü değil. Oyun bizi bu eğitimde Agent 47´yi hikâyenin 20 yıl öncesine, yani barkotlu katilimizin ajan olarak teşkilata ilk girişini gösteriyor. Ancak bu hikâye anlatımı detaylarıyla bize sunulmuyor. Umuyorum ki daha sonra gelecek bölümlerde bu detaya daha fazla inilir.
Oyunun sadece Paris´te geçtiğine değinmiştik. Bu olay ilk açıklamalarda eleştiri oklarını üzerine yeterince çekmişti. Çoğumuzda bu durum hayal kırıklığı yaratmıştı. Ancak Paris potansiyel bir suikast için muazzam bir tercih olmuş. Özellikle dış ortamlardaki görsellerle, gözümüzün alabileceği en uzak noktadaki binaların grafiksel kaliteleriyle doldurulmuş olması kısıtlı oyundan ziyade bir açık-dünya oyununun içindeymişiz hissini güçlü bir şekilde hissettiriyor. Hatta görev alanlarının büyüklüğüyle beraber bolca çeşitlilik ve etkileşimden dolayı yarı açık-dünya dersek yakışıksız olmaz.
Peki, aksiyonun bu kadar düşürüldüğü yeni oyunumuzda Agent 47´ye uyacak ince taktikler ve görev mekânları bize ne kadar doyuruculuk vadediyor? Asıl önemli noktamız da bu.
