HITMAN – EPISODE 1: PARIS
Hitman: Codename 47 benim ilk göz ağrımdı. İnsanın zayıf duygularına sahip olmayan buz gibi soğuk barkotlu suikastçımızın beni ekrana kilitlemesini sağlayan bir yapıttı o. İlerleyen serilerde tartışmalara konu olsa da türünün en iyi örneğiydi; bize verilmiş hedefimize giden yolda herhangi bir sorunun onlarca çözümü vardı. Aklımızda gizliydi atacağımız her adımın kurgusu. Blood Money geldi sonra. Yaratıcı ve metodik suikast yöntemleriyle önceki serilerini gölgede bırakarak gözde bir kült haline gelmişti. Ve 6 yıllık uzunca bir sessizlikten sonra Hitman: Absolution raflardaki yerine aldı. IO Interactive sinematik aksiyon odaklı bir Hitman deneyerek planlı stratejiler izleyip hedefini etkisiz hale getirmeye alışmış fanlarını büyük bir hayal kırıklığına uğrattı. Aradan geçen zamanda sadece Hitman ismiyle yeni bir oyun duyuruldu ve 11 Mart 2016´da yine çok tartışılacak paket özelliğiyle bizlere sunulmuş vaziyettedir. Bazı yabancı kaynaklı oyun sitelerinde ilk inceleme puanları iyi bir izlenim bırakıldığını gösteriyor. Bakalım barkotlu suikastçımızla soğukkanlılıkla yeniden kontratlarındaki taahhütlerini yerine getirmek için uğraş verirken yeni oyunumuz bize neler vadedecek.
Agent 47
Oyunumuza giriş yapmadan önce şunu belirtmeliyim ki Hitman (2016) bir Intro Pack niteliği taşıyarak bu oyununda sadece Paris´i içermektedir. Ana taban üzerine kurulmuş olan oyun üzerine her ay yeni içerikler ve şehirler eklenerek zenginleştirilecektir. Nisan´da İtalya Mayısta Fas´ı takip edip ABD ve Japonya´yı izleyerek yeni bölümler eklenecek ekleneceğini de ayrıca belirteyim.
Önceki seride barkotlu ajanımız Agent 47 ile silahı ele alıp önümüze geleni indirerek bir şekilde hayatta kalıp sonuca gidiyorduk. Bir su kulesine çıkıp keskin nişancı tüfeğiyle de sonuca gidebiliyorduk. Oyun yapısı bize ne bir strateji-taktik uygulama ne de gizlice hareket etmeye zorluyordu. Ancak bu seri ile birlikte aksiyon dozajı azaltılmış durumda önümüze seriliyor. Gizlilikle beraber etraftaki nesnelerle etkileşimin etkisi daha çok arttırılmış. Bu oyunda da yine sıkıştığımız zamanlarda pat-küt dalarak etrafımızda barut kokusu bırakabiliyoruz ancak bu da bir yere kadar. Oyunun sunduğu dinamikler bize alışılagelmiş bir hoyratlıkla aksiyonun içine girmeyi kısıtlıyor. Bu da karakterimizin daha hızlı ölümüne yol açabiliyor ve oyuncuyu farklı alternatifleri kullanmaya zorlayarak tam bir suikastçı taktiklerini kullanmaya itiyor. Ki Hitman´i hakkıyla oynayanlar da bilir, bu şekilde oynamanın pek bir zevki olmuyor.