Tom Clancy’s The Division İncelemesi

Toplum düştüğünde, biz yükseliriz.

6
109 views

Taktiksel Haz

Tom Clancy deyince aklıma ilk gelen şey tabi ki taktik unsuru olacaktır. Ki bu konsepti özel kılan da taktiksel detaylardır. The Division´da da çatışma sırasında taktiksel varyasyonlara başvurabilmemiz Tom Clancy tarzına uyan bir hissiyat yaşatıp keyifli bir oynanış başarısını elde ettiğini söylemek tartışılmaz.

Oyunda mükemmel bir siper alma sistemi var ki, bununla uçuşan mermilerden sakınıp, size doğru atılmış el bombalarının hasarından kaçınabilmemizi mümkün hale getirmektedir. Çevrenizde bulabileceğiniz korunaklı objeler arasında hızlı ve rahat geçiş yapabilip, düşmanınızı uygun bir anda haklamak için ardında koruma alabilmektesiniz. Bu mekanik, size taktiksel avantajlar sağlayıp yoğun çatışmada hayatta kalabilmenize olanak sağlayabiliyor. Bu gibi taktiksel esneklikle basit birçok oyunculu maçta bile büyük bir çatışmanın küçük ama önemli bir parçası gibi hissediyorsunuz.

Tom Clancy’s The Division dark zone

Ateşli silah kullanılabilen FPS oyunlarının olmazsa olmazı şüphesiz ki vuruş hissiyatıdır. Oyunun gameplay videolarında iyi bir vuruş animasyonu olduğunu görüp işitmiştik ancak kontrolü ele aldığımızda bu bize mükemmel bir vuruş hazzı olarak geri dönüyor. Ateş edildiğinde bu kadar hoş bir tat bırakan, gerçekçilik yaşatan pek fazla oyun bulmak zordur. Aklıma sadece GTA5, MAX PAYNE 3 gelmektedir. The Division da vuruş hissiyatı bakımından bu oyunlar kadar iyi durumda, hatta biraz daha ileri götürmüş durumda olabilir. Konsoldaki oynanış, her ateş edildiğinde gamepadin titretişimi sayesinde bu hazzı ikiye katlıyor. Ayrıca oyunda bulunan silahlar ise bize birçok çeşitlilik sunuyor ve bu silahları kişiselleştirip farklı özelliklere büründürüp bunlara el feneri, lazer noktalayıcısı, susturucu gibi aparatlar takabiliyorsunuz.

Oyundaki kontroller son derece keskin ve tepkilerinize anında cevap veriyor. Ve silahların balistik modellemeleri çok başarılı.

Oyun yapı olarak 2 tür bölgeye ayrılıyor. PVE ve Darkzone. PVE bölgesinde sadece yapay zekâyla savaşabiliyoruz. Ve malzeme toplayabiliyor, görev yapıyor, bazı MMO´lardaki gibi Raid gerçekleştirebiliyoruz.

Bir diğer bölümü ise Dark Zone denilen virüsten tam olarak temizlenmemiş, kana susamış isyancıların cirit attığı ve New York´un diğer bölgelerinden sıkı bir şekilde izole edilmiş olan bölgesi. Bu bölge çok daha sıkı korunuyor ve girebilmek için Division üyesi olmanız gerekiyor. Dark Zone, bölgesine adımınızı atar atmaz uzaklardan yankılanan çatışma sesleriyle farklı bir bölgeye geldiğinizi, daha dikkatli olmanız gerektiğiniz size fazlasıyla hissettiriyor.

the-division-dark-zone1

İşte bu bölge online oyun iddiasını pratiğe dökmektedir. Dark Zone´da belli kurallar ve düzen mevcut. Örneğin, her önünüze geleni öldürürseniz bunun bir bedeli olmakta. Eğer ilk ateşi siz sıkarak bir ajanı öldürürseniz “Rogue” olarak adlandırılan bir statüye geçersiniz. Bu statüye çevredeki ajanlar “Rogue” statüsüne düşmemiş olsalar dahi ceza yemeden sizi öldürebiliyor. Tabi bunun sonucunda tecrübe puanı ve Darkzone paranızı kaybedebiliyorsunuz. Rogue durumundan kurtulmanız için belli bir süre ortalıkta görünmemeniz gerekiyor. Eğer bunu atlatabilirseniz size konulan para ödülünün ve tecrübe puanının sahibi olabiliyorsunuz. Bunun için de yoğun bir hayatta kalma aşamalarından geçerek sık sık çatışmaya girip çatışma sanatını icra etmek durumunda kalacaksınız. Oyun dinamiği açısından çok önemli bir özellik diyebilirim.

SONUÇ: The Division RPG ve MMO oyun konseptiyle şöyle bir gözümüzü korkuttuysa da, yüzeyini biraz eşeleyince farklı ve etkileyici bir oyun olmak konusunda iddialı olduğunu belli ediyor. Ancak yılın sonunda hangi listede kaçıncı sırada olur belli olmaz, dişli rakipler yolda. Özellikle online becerileri sizin için önemliyse gözünüzü kırpmadan girmeniz gereken bir New York duruyor karşınızda.